dünyaya karşı giriştiğimiz
hırsızlığa karşı çıktığımız
haklılığımızın.
alacakaranlığın ufalaya ufalaya
sildiği,
tutsaklıktan kurtaran
yalnızlığın hazinelerine götüren
ruhumuza açtığı
yıkıma karşı
ölümle-dirim arasında
ince ve güçlü
her zaman yeni
direnme duygusundan
sığlığın kolaylığından
derinliğine
içimizdeki binlerce
gözü susturmak için
verebileceğimiz kurban
derinliklerimize gömdüğümüz
yaralı bir hayvanla
iyileşmeye çalışmak
sevmek...
zaman zaman
5 Nisan 2010 Pazartesi
28 Şubat 2010 Pazar
bir garip adam
yalnızlığı yıldızlara vuran
giyindiği zamanın gerisinde
ve geçmişin çekmecelerinden her an kendine
başka bir giysi bulan
söylediklerinden çok
sustuklarında saklıydı
cinnetini susturan
yalnızlık mimarının
kağıda dökülmemiş
öyküsü ve şiiri
gideceği adresi unutmuş
taşınırdı düşden düşe
içindeki en uzak yere
dokundukça
ateşe girip ateş olmaya
yanmaya, kül olmaya
hasret
yitik bir ülkenin
yurttaşı..
bir garip adamdı...
giyindiği zamanın gerisinde
ve geçmişin çekmecelerinden her an kendine
başka bir giysi bulan
söylediklerinden çok
sustuklarında saklıydı
cinnetini susturan
yalnızlık mimarının
kağıda dökülmemiş
öyküsü ve şiiri
gideceği adresi unutmuş
taşınırdı düşden düşe
içindeki en uzak yere
dokundukça
ateşe girip ateş olmaya
yanmaya, kül olmaya
hasret
yitik bir ülkenin
yurttaşı..
bir garip adamdı...
26 Ocak 2010 Salı
umut
başladı
geriden gelerek
getirdiklerimizle
hayalle, gerçek arasında
yaşanacakların
bilinmeyen rotasında
yaşananlar
yaşlandı
oysa başlangıclar
umut mavisi
mavinin bin bir tonları
gözlerinde kayboldu
kelimeler daha mı? çok konuşdu
susdun
yaşam mı?
gençleşti...
geriye kalan
ucu kırık
yaşam
geriden gelerek
getirdiklerimizle
hayalle, gerçek arasında
yaşanacakların
bilinmeyen rotasında
yaşananlar
yaşlandı
oysa başlangıclar
umut mavisi
mavinin bin bir tonları
gözlerinde kayboldu
kelimeler daha mı? çok konuşdu
susdun
yaşam mı?
gençleşti...
geriye kalan
ucu kırık
yaşam
11 Ocak 2010 Pazartesi
....
söz buğulanıp akmış
kirpiğinin ucuna
yarın olsun yine git
arılık duruluk ol
titresin göğsünde
ıtır üç günlük
ay doğ kıvrıl ruhuna"
Kıvrılıp gittim ruhuma.
Ay yeniden doğdu. Arındırn (mı?) yaralarımdan.
Ancak öylesine derin bir yara ki bu; ne kapanmak biliyor, ne iyileşmek.
Aşk yarası mı desem, ten yarası mı?
Nedir acıyan içimde? Tam iyileşti, kabuk bağladı derken,
nedir kabuğu kaldıran,
nedir yarayı kanatan?
kirpiğinin ucuna
yarın olsun yine git
arılık duruluk ol
titresin göğsünde
ıtır üç günlük
ay doğ kıvrıl ruhuna"
Kıvrılıp gittim ruhuma.
Ay yeniden doğdu. Arındırn (mı?) yaralarımdan.
Ancak öylesine derin bir yara ki bu; ne kapanmak biliyor, ne iyileşmek.
Aşk yarası mı desem, ten yarası mı?
Nedir acıyan içimde? Tam iyileşti, kabuk bağladı derken,
nedir kabuğu kaldıran,
nedir yarayı kanatan?
28 Aralık 2009 Pazartesi
gece
geceden kalmış
gündüze mor küskünlük,
çevirmiş sırttını güneş
kızılla çalan ışıklarını,
bulutlar,
boyamış maviyi
siyaha
gökyüzü senfonisi susmuş
yer,
gök susmuş
gök karışmış
grimsi siyaha
beyaza boyamalı
gündüze mor küskünlük,
çevirmiş sırttını güneş
kızılla çalan ışıklarını,
bulutlar,
boyamış maviyi
siyaha
gökyüzü senfonisi susmuş
yer,
gök susmuş
gök karışmış
grimsi siyaha
beyaza boyamalı
zaman
gençliğimizde ezberlediğim roller
dargeçitler sarp patikalar ufuk
hayatımız oldu bizim
eksile eksile gelen kader
yan yana duran bütün zamanlardan
geçerken kaybolmuş yolunu
kuzeyden gelen ışık
doğudan gelen rüzgar
güneyden gelen ölüm
yarısı silinmiş
kalıntılarda
eksiltiyor zaman
dargeçitler sarp patikalar ufuk
hayatımız oldu bizim
eksile eksile gelen kader
yan yana duran bütün zamanlardan
geçerken kaybolmuş yolunu
kuzeyden gelen ışık
doğudan gelen rüzgar
güneyden gelen ölüm
yarısı silinmiş
kalıntılarda
eksiltiyor zaman
8 Aralık 2009 Salı
bitmeyen şiir
ağzimda kocaman leke
aşk ve köz
su ile söz
beraber olamadı
hiç bir yerde
bıraktığın izler
bir yüreğe atılan,
bir sayfaya yazılan yada
tuvale yansıyan
izler gibi
aşk ve köz
su ile söz
beraber olamadı
hiç bir yerde
bıraktığın izler
bir yüreğe atılan,
bir sayfaya yazılan yada
tuvale yansıyan
izler gibi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)